
Adam Öldürme Suçunun Töre Saikiyle İşlenmesi: Hukuki Analiz ve Yargıtay Uygulamaları
Özet
Bu makalede, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında düzenlenen “adam öldürmenin töre saikiyle işlenmesi” nitelikli suçu ele alınmaktadır. Töre saiki kavramının anlamı, kapsamı, namus saiki ile ilişkisi, yasa koyucu iradesi, Yargıtay uygulamaları ve öğretideki görüşler detaylı şekilde analiz edilmektedir. Ayrıca, töre saikiyle işlenen adam öldürme suçunun haksız tahrik hükümleriyle ilişkisinin hukuki çerçevesi tartışılmaktadır. Makale, ilgili yasal düzenlemeler, Yargıtay kararları ve akademik görüşler ışığında hazırlanmış olup, töre saikiyle adam öldürme suçu açısından önemli açıklamalar sunmaktadır.
Giriş
Adam öldürme suçu, ceza hukukunun en ağır suçlarından biridir ve kanuni düzenlemelerde ağırlaştırılmış hallerle birlikte ele alınmaktadır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 82. maddesine, TBMM Adalet Komisyonu aşamasında töre saikiyle adam öldürmenin nitelikli hal olarak eklenmesi, toplumdaki töre ve namus cinayetlerinin hukuki değerlendirmesine yeni bir boyut kazandırmıştır. Töre saiki kavramının, namus saiki ile olan ilişkisi, kapsamı ve suç tipolojisindeki yeri, hem uygulamada hem de akademide önemli tartışma konularındandır.
Töre ve Saik Kavramlarının Tanımı
Saik Kavramı
Saik, Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüklerinde; “sebep”, “güdü”, “sevkeden” veya “götüren” şeklinde tanımlanmakta olup, failin suç işlemeye iten his ve menfaatleri ifade eder (TDK, 2024). Hukuki literatürde ise failin hareketlerini yönlendiren psikolojik neden ve güdüler olarak kabul edilmektedir (Özbek, 2011).
Töre Kavramı
Töre, bir toplumda yerleşmiş, benimsenmiş davranış, kural, adet ve geleneklerin bütünüdür. TDK’ya göre, töre; “bir toplumdaki ahlaki davranış biçimleri, adap ve ortak alışkanlıklar” şeklinde tanımlanır. Töre kavramı, toplumun sosyal yapısı ve kültürel değerleriyle şekillenir ve özellikle bazı bölgelerde yerel sosyal normlar olarak etkili olur (Hafıoğulları & Özen, 2015).
Töre ve Namus Kavramları Arasındaki İlişki
Namus kavramı, “bir toplumda ahlak kurallarına ve toplumsal değerlere bağlılık, iffet” anlamındadır. Töre kavramı ise, bu anlamda namusu da kapsayan daha geniş bir üst kavramdır. Töre cinayetleri genellikle namus cinayeti olarak anılsa da, her namus cinayeti töre saikiyle işlenmiş olmayabilir. TDK, “töre cinayeti” tanımını “bazı bölgelerde geleneksel anlayışlara uymama sebebiyle özellikle kadınların aile fertlerince öldürülmesi, namus cinayeti” şeklinde yapmaktadır.
5237 Sayılı TCK’da Töre Saikiyle Adam Öldürmenin Düzenlenişi
Töre saikiyle adam öldürme, 5237 sayılı TCK’nın 82/1-k maddesiyle nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme, 765 sayılı TCK’da bulunmayan bir yenilik olup, töre veya namus saikiyle işlenen öldürmelerde haksız tahrik indiriminin yanlış uygulanmasını önlemeye yöneliktir (TBMM Adalet Komisyonu Tutanağı, 2004).
Adalet Komisyonu görüşmelerinde, namus saiki ifadesinin kullanılmamasının nedeni, namus kavramının çok geniş ve ortak bir tanımının olmaması, bu nedenle haksız tahrik indiriminin hatalı uygulanmasının önüne geçilmesidir (TBMM Komisyon Raporu, 2004).
Öğretide Töre Saikiyle Adam Öldürme
Doç. Dr. Veli Özer Özbek, töre saikiyle öldürmenin genellikle namus kurtarma düşüncesine dayandığını ve bu nedenle töre saikinin namus saikini de içine alacak şekilde anlaşılması gerektiğini belirtir (Özbek, 2011, s.243).
Prof. Dr. Zeki Hafıoğulları ve Doç. Dr. Muharrem Özen ise töre saikiyle öldürmenin, aile meclisinin kararı olarak namus kurtarmak amacıyla gerçekleştirilen öldürmelerde ağırlaştırıcı neden olduğunu vurgular (Hafıoğulları & Özen, 2015, s.54).
Bu görüşler, töre saikiyle adam öldürmenin toplumsal ve kültürel arka planının ceza hukukunda ağır yaptırımlarla karşılık bulması gerektiğini göstermektedir.
Yargıtay Uygulamaları
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, töre saikiyle adam öldürmenin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektirdiğini, ancak haksız tahrik koşullarının bulunması halinde töre saiki nitelikli halinin uygulanamayacağını vurgulamıştır.
Töre saikiyle işlenen öldürmelerde, failin mağdurun töreye aykırı davrandığı inancıyla hareket etmesi, failin görev bilinciyle bu suçu işlemesi ve mağdur ile failin aynı aile, aşiret ya da grup içinde yer alması şarttır.
Ayrıca, töre saikiyle öldürmenin aile meclisi kararı gerektirdiği yönündeki eski uygulamalar günümüzde geçerliliğini yitirmiştir. Failin tek başına ve anlık kararla hareket etmesi de mümkün olup, aile meclisi kararı aranması anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır.
Töre Saikiyle Adam Öldürme ve Haksız Tahrik İlişkisi
5237 sayılı TCK’nın 29. maddesi, haksız tahrik indirimini düzenlerken, töre saikiyle işlenen adam öldürmede haksız tahrik indiriminin uygulanamayacağını açıkça belirtmiştir (TCK md.29; YCGK, 2019).
Haksız tahrik, failin önceden suç işlemeye karar vermeksizin, haksız bir fiilin yol açtığı hiddet ve şiddetli elem altında suçu işlemesi durumudur (Özbek, 2011). Töre saiki ise failin suç işleme kararını toplumsal bir görev bilinciyle almasıdır ve bu nedenle haksız tahrik kapsamında değerlendirilemez.
Bu ayrım özellikle namus ve töre cinayetlerinde ceza indirimlerinin kötüye kullanılmasını önlemeye yöneliktir.
Töre Saikiyle Adam Öldürmenin Uygulama Koşulları
- Failin, mağdurun töreye aykırı davrandığı inancı içinde olması gerekir.
- Fail, töre saikiyle ve görev bilinciyle suçu işlemelidir.
- Mağdur ile failin aile, aşiret ya da aynı grup içinde yer alması gerekir.
- Haksız tahrik koşulları mevcut olmamalıdır.
- Suçun işlenmesinde aile meclisi kararının varlığı aranmaz.
- Töre saikiyle öldürme suçunun gerçekleşmesi için mağdurun töreye aykırı davranışının olması zorunludur.
- Töre saikiyle adam öldürme suçu, tasarlayarak işlenebilir ancak zorunlu değildir.
Sonuç
5237 sayılı TCK’da töre saikiyle adam öldürme suçu, toplumun kanayan yarası olan töre ve namus cinayetlerinin ağır ceza yaptırımlarıyla engellenmesini amaçlayan önemli bir nitelikli suç halidir. Yargıtay kararları ve öğretideki değerlendirmeler, bu suç tipinde failin görev bilinciyle hareket ettiğini ve haksız tahrik indiriminin uygulanamayacağını net biçimde ortaya koymaktadır.
Töre saiki kavramının hukuki anlamda netleştirilmesi ve özellikle aile meclisi kararı gibi feodal kalıntıların ceza hukukuna yansımasının engellenmesi, hukuk devleti ve eşitlik ilkesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Bu kapsamda, töre saikiyle adam öldürme suçu, hem failin hem de toplumun vicdanında hak ettiği şekilde cezalandırılmalı ve gelecekte benzer fiillerin caydırılması sağlanmalıdır.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.