Hukuki Makaleler

Türk Ceza Hukukunda “Cezalar” (5237 sayılı TCK. madde 45): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Cezalar

Madde 45- (1) Suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak cezalar, hapis ve adlî para cezalarıdır.

GEREKÇE:

Kabahatlerin ceza kanunundan çıkarılmasının kabul edilmesi, Tasarıda benimsenen yaptırım sistem ve türlerinin değişmesini sonuçlamıştır. Suç karşılığı olarak uygulanabilecek yaptırımlar, ceza ve güvenlik tedbirleri olarak belirlenmiştir. Ceza olarak ise sadece hapis ve adli para cezası uygulanacaktır. Böylece cezalar bakımından sade, basit ve uygulanması kolay bir sistem oluşturulmuştur.

Bir suç karşılığında kanunda ceza olarak sadece hapis cezası öngörülebileceği gibi, hapis cezası adli para cezası ile seçenek olarak veya bu cezaların her ikisi birlikte de öngörülebilir.

Bu düzenlemeyle, “asli ceza” ve “fer’i ceza” ayırımı kaldırılmıştır.

Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı

Madde 11 – Cürümlere mahsus cezalar şunlardır:

1 –  (Mülga: 14/7/2004 – 5218/1 md.)

2 –  Ağır hapis,

3 –  Hapis,

4 –  Sürgün,

5 –  Ağır cezayı nakdi,

6 –  Hidematı ammeden memnuiyet.

Kabahatler için mevzu cezalar şunlardır:

1 –  Hafif hapis,

2 –  Hafif cezayı nakdi,

3 –  Muayyen bir meslek ve sanatın tatili icrası.

Bu kanunda şahsi hürriyeti tahdit eden cezalar tabirinden ağır hapis, hapis, ve hafif hapis cezaları muradolunur.

Madde 21 – (Değişik: 9/7/1953 – 6123/1 md.)

Hafif hapis cezası bir günden iki seneye kadardır. Bu ceza para cezasından çevrilmiş olsa bile 13 üncü maddenin birinci devreye ait hükümleri müstesna olmak üzere diğer hükümlerinin tespit ettiği şartlar dahilinde çektirilir.

Mahkûmiyetleri bir aydan fazla ve mükerrir olmayan kadın ve küçüklerin cezalarının oturdukları yerde çektirilmesine mahkeme karar verebilir. Bu karara mahkûm tarafından riayet olunmadığı takdirde ceza tamamen ve adiyen infaz olunur.

AÇIKLAMALAR

TÜRK CEZA HUKUKUNDA CEZALAR: KAVRAM, İLKELER VE TÜRLERİ

GİRİŞ

Ceza hukuku, toplum düzenini koruma amacı taşıyan ve suç olarak tanımlanan fiillere karşı uygulanacak yaptırımları belirleyen bir hukuk dalıdır. Bu bağlamda cezalar, ceza hukukunun en temel araçlarından biri olup suç işlenmesi hâlinde bireylere uygulanan yaptırımların başında gelir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK), ceza hukukuna ilişkin modern bir yaklaşımla kaleme alınmış, 765 sayılı mülga TCK’ya göre önemli yapısal değişiklikler getirmiştir. Bu değişikliklerin başında ise cezalara dair sistematik dönüşüm gelmektedir. Bu çalışmada, 5237 sayılı TCK’nın cezalar sistemine getirdiği yenilikler, cezanın hukuki niteliği, ceza hukukunun temel ilkeleri çerçevesinde ele alınacak ve ceza türleri ayrıntılı şekilde incelenecektir.

I. CEZALARIN KAVRAMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ

A. Cezanın Tanımı ve Amacı

Ceza, hukuk düzenince suç olarak tanımlanmış bir fiilin işlenmesi karşılığında, failin hukuk düzeni tarafından kınanmasını ifade eden ve genellikle özgürlüğü kısıtlayıcı veya malvarlığına yönelik olan yaptırımlardır. Cezanın en belirgin özelliği, fail üzerinde “acı” etkisi yaratmasıdır. Bu yönüyle ceza, sadece bir yaptırım değil aynı zamanda bir sosyal tepki mekanizmasıdır.

Cezanın iki temel amacı bulunmaktadır:

  1. Ödetici (Retribütif) Amaç: Suç işleyen bireyin adalet duygusu gereği karşılık görmesi, yani haksızlık edenin cezalandırılmasıdır.
  2. Önleyici (Preventif) Amaç: Cezanın hem fail hem toplum üzerinde caydırıcı etkisiyle yeni suçların işlenmesini engellemesi hedeflenir. Bu yönüyle ceza, genel önleme (toplumu caydırma) ve özel önleme (faili suçtan uzak tutma) fonksiyonlarını yerine getirir.

TCK’nın 45 ve devamı maddelerinde, cezaların bu amaçlara uygun biçimde düzenlendiği görülmektedir.

II. CEZA HUKUKUNDA TEMEL İLKELER

Modern ceza hukukunun meşruluğu, uygulanan cezaların belirli ilkelere uygun olarak öngörülmesi ve uygulanması ile mümkündür. Bu ilkeler, yalnızca bir ceza adaletinin değil aynı zamanda hukuk devletinin gerekliliğidir.

A. Cezaların Şahsiliği İlkesi

Ceza yalnızca suçu işleyen kişiye uygulanabilir. Topluca cezalandırma, modern hukuk sistemlerinde yer bulmamaktadır. Anayasa’nın 38. maddesi ve TCK’nın 20. maddesi uyarınca, cezalar şahsidir. Bir kimsenin akrabasının, eşinin ya da yakınının fail yerine cezalandırılması mümkün değildir1.

B. Cezanın Kanuniliği İlkesi

Hiç kimse, işlediği sırada yürürlükte bulunan bir kanuna göre suç oluşturmayan bir fiilden dolayı cezalandırılamaz. Bu ilke “nullum crimen, nulla poena sine lege” şeklinde formüle edilmiştir. Anayasa’nın 38. ve TCK’nın 2. maddesinde yer alan bu ilke, şu sonuçları doğurur:

  • Suç ve ceza yalnızca yasama organınca belirlenebilir.
  • İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.
  • Kıyas yasağı geçerlidir.
  • Genişletici yoruma gidilemez. Ancak daraltıcı yorum yapılabilir.

Bu düzenlemelerle bireyler, hukukî güvenlik içinde hareket edebilme hakkına sahip kılınmaktadır2.

C. Cezanın Orantılılığı İlkesi

TCK m. 3’te yer alan bu ilke gereğince, cezanın suçun ağırlığıyla orantılı olması gerekmektedir. Çok hafif suçlara ağır yaptırımların uygulanması, hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Bu ilke, ceza adaletinin temel dayanaklarından biridir.

D. Cezanın Bireyselleştirilmesi İlkesi

Ceza, failin kişisel özellikleri, geçmişi, suçun işleniş biçimi gibi faktörler dikkate alınarak bireyselleştirilmelidir. TCK’nın 50 (seçenek yaptırımlar), 51 (cezanın ertelenmesi) ve 62 (takdiri indirim) maddeleri, bu ilkenin somut yansımalarıdır3.

E. Cezanın Telafi Edilebilirliği İlkesi

Verilen cezaların yargılamada hata olması hâlinde telafi edilebilir olması gerekir. Bu bağlamda, geri dönüşü olmayan idam cezası uygulamadan kaldırılmıştır. Hatalı yargılamaların düzeltilmesi için temyiz ve yargılamanın yenilenmesi gibi yollar mevcuttur.

F. İnsan Onuruyla Bağdaşma İlkesi

Anayasa’nın 17. maddesi, kimsenin insan onuruna aykırı ceza ve muameleye tabi tutulamayacağını hüküm altına almıştır. Bu, işkence yasağını, onur kırıcı cezaların yasaklanmasını ve cezaların insani infazını zorunlu kılar.

III. CEZA TÜRLERİ

A. Hapis Cezası

5237 sayılı TCK, önceki kanunda yer alan ağır hapis-hafif hapis ayrımına son vererek, sadeleştirilmiş şekilde sadece “hapis cezası” kavramını kullanmıştır. Bu ceza, belirli bir süreyle bireyin özgürlüğünün sınırlandırılmasıdır. Kendi içinde sürelerine göre:

  • Ağırlaştırılmış müebbet hapis
  • Müebbet hapis
  • Süreli hapis (1 aydan az, 20 yıldan fazla olamaz – TCK m.49)

olarak sınıflandırılmaktadır.

B. Adli Para Cezası

TCK m. 52’ye göre adli para cezası, mahkemece belirlenen tam gün sayısı ile bir gün karşılığı para miktarının çarpılması suretiyle belirlenir. Bu sistem, failin ekonomik durumu dikkate alınarak daha adil bir uygulama sağlamayı amaçlamaktadır.

C. Güvenlik Tedbirleri

5237 sayılı TCK, cezaların yanında güvenlik tedbirlerini de yaptırım türü olarak benimsemiştir. Bunlar ceza değildir ancak ceza gibi sonuç doğururlar. Suçun ağırlığı veya failin özellikleri göz önüne alınarak uygulanırlar. Bunlar arasında;

  • Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma
  • Eşya veya kazanç müsaderesi (TCK m.54-55)
  • Tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirleri (TCK m.60)

yer almaktadır.

SONUÇ

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile ceza sistemi daha yalın ve anlaşılır hâle getirilmiştir. Cürüm-kabahat, ağır-hafif hapis ve para cezası ayrımları kaldırılmış, ceza ve güvenlik tedbirleri şeklinde ikili bir yaptırım sistemine geçilmiştir. Ceza hukukunun temel ilkelerine sıkı sıkıya bağlılık, birey hak ve özgürlüklerinin korunması açısından önem arz etmektedir. Ceza adaletinin sağlanması yalnızca suç işleyene ceza vermekle değil, bu cezanın meşru, orantılı, bireyselleştirilmiş ve insan onuruyla bağdaşır nitelikte olmasıyla mümkündür. Bu çerçevede, ceza hukukunun işlevi sadece bastırıcı değil, aynı zamanda rehabilite edici olmalıdır.

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir