
Üstsoy veya Altsoydan Birini ya da Eş veya Kardeşi Öldürme (TCK m.82/1-d)
Üstsoy, Altsoy, Eş, Boşandığı Eş veya Kardeşe Karşı Kasten Öldürme Suçu (TCK m.82/1-d)
Giriş
Türk Ceza Kanunu (TCK) m.81’de düzenlenen kasten öldürme suçu, yaşam hakkını koruma amacı taşır. Ancak m.82’de sayılan bazı durumlarda, suçun mağdurun fail ile akrabalık veya aile bağı ilişkisi içinde bulunması, cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren nitelikli hal sayılmıştır. Bunlar arasında özellikle üstsoy, altsoy, eş, boşandığı eş veya kardeşe karşı işlenen kasten öldürme suçu toplumsal, ahlaki ve ailevi bağların korunması açısından ayrı bir önem arz etmektedir.
Bu düzenleme ile failin, kendisine en yakın bağlarla bağlı olduğu kişilere yönelmesi, aile bütünlüğüne ve toplumsal düzene yönelik daha ağır bir tehdit olarak değerlendirilmiş; bu nedenle yaptırım ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olarak öngörülmüştür.
1. Suçun Hukuki Konusu
Bu suçla korunan değer yalnızca yaşam hakkı değil; aynı zamanda aile bağları, aile içi güvenlik ve toplumun temel yapı taşı olan aile kurumudur. Failin kendi ailesine karşı yönelmesi, kanun koyucu tarafından toplum düzenine yönelik daha büyük bir tehlike olarak kabul edilmiştir.
2. Fail ve Mağdur
- Fail: Herkes olabilir. Failin özel bir niteliği aranmaz.
- Mağdur:
- Üstsoy → anne, baba, dede, nine gibi bireyler.
- Altsoy → çocuk, torun gibi bireyler.
- Eş → resmi nikâhla evlenilen eş.
- Boşandığı eş → mahkeme kararıyla boşanılmış eş.
- Kardeş → ana-baba bir, baba bir veya ana bir kardeşler.
3. Manevi Unsur
Suç kasten işlenebilir. Failin doğrudan veya olası kastı yeterlidir. Önemli olan, failin mağdurun akrabalık bağını bilmesi ve bu bağa rağmen fiili gerçekleştirmesidir.
4. Yargıtay Uygulaması
Uygulamada Yargıtay:
- “Eş” kavramının yalnızca resmi nikâhlı eşi kapsadığını, dini nikâhlı birlikteliklerin bu kapsamda olmadığını belirtmektedir.
- “Boşandığı eş” kavramında ise resmi boşanma kararının kesinleşmiş olması aranır.
- “Kardeş” kavramı ise kan veya evlat edinme yoluyla kardeşliği kapsar.
- KONU İLE İLGİLİ YARGITAY BİRİNCİ CEZA DAİRESİ KARARLARI
- “Oluş ve dosya kapsamına göre, sanık Hüseyin’in, annesi olan maktulü, sternum, ön ve arkada çok sayıda kaburga, sağ uyluk kemiği, sağ leğen kemiği, hyoid kemiği ve pubis kemiği sağ kolu kırıkları oluşturacak şekilde yaraladığı, maktulün yaralanmalar sonucu genel beden travmasına bağlı iç kanama ve gelişen komlikasyonlar sonucu öldüğü olayda, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 82/1-d. maddesinde düzenlenen nitelikli kasten öldürme suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan hüküm kurulması,” (1.CD. 2015/110 E. – 2015/1913 K.)
- “Sanığın, annesinin kucağında bulunan maktul İbrahim’in isabet almasının muhakkak olduğunu öngördüğü halde, bilerek ve isteyerek tüfeği doğrultmak suretiyle yakın mesafeden ateş etmesi eyleminde, kasten öldürme suçunun oluştuğu gözetilmeden, 5237 sayılı TCK.nın 82/1-d-e, 62 ve 53. maddeleri uyarınca hüküm kurulması gerekirken, suçun niteliğinde hataya düşülerek olası kast ile öldürmeden hüküm kurulması,” (1.CD. 2014/5717 E.-2015/2874 K.)
- “Sanığın evlilik dışı ilişki nedeniyle hamile kaldığı bu durumu ailesinden gizlediği, olay tarihinde savunmaya göre herhangi bir tıbbi yardım almaksızın evin tuvaletinde doğum yaptığı, doğum sırasında bebeğin yere düşerek başını çarptığı göbek bağının kendiliğinden koptuğu, doğan bebeğin ağlamadığı ve nefes almadığı bu şekilde tuvaletin yanındaki lavabonun altına bıraktığı, kanama nedeniyle baygınlık geçiren sanığın yakınları tarafından doğum hastanesine kaldırıldığı, olayı uzman doktora anlatması üzerine durumun ortaya çıkıp adli soruşturmaya başlanıldığı, ölüm nedeninin tespiti için Adli Tıp 1. İhtisas Kurulundan 25.06.2007 tarih 1637 sayılı rapor alındığı, raporun sonuç kısmında; ölüm nedeninin tespit edilemediği belirtilmiş ise de, bebeğin miadında canlı olarak doğduğu, yaşamını etkileyecek konjenital anomali saptanmadığı tespit edildiğine göre, ölümün doğal nedenlerden gerçekleşmediği göz önünde bulundurulduğunda;
- a) Sanığın savunmasında belirttiği şekilde doğumun gerçekleşip gerçekleşemeyeceği,
- b) Kordon bağının tıbbi koşullara uygun kesilmemesi ve bağlanmamasının ölüme sebebiyet verip veremeyeceği,
- c) 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanununun 15. maddesi gereğince İhtisas Kurulu raporları kapsamı itibariyle yeterince kanaat oluşturmaya elverişli olmadığı takdirde Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınarak ölüm nedeninin tespitine çalışılması, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik soruşturma ile karar verilmesi” (1.C.D. 2008/10226 E. – 2012/216 K.)
- “Oluşa ve dosya içeriğine göre, Veysi isimli kişiden hamile kaldığını ailesinden saklayan sanığın, 08.07.2009 tarihinde doğum sancılarının artması üzerine saat 03.30 civarında hastaneye gittiğinde tuvalette doğurduğu çocuğunu, pencereden beş metre yüksekliğindeki beton zemine attığı, tanık Muhsin tarafından canlı olarak bulunan çocuğun sevkedildiği Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde saat:22.00 civarında öldüğü, ölü muayene tutanağında kesin ölüm sebebinin kafa travmasına ve beyin ödemine bağlı solunum ve dolaşım yetmezliği olarak belirtildiği, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu’nun 25.08.2010 gün ve 2796 sayılı raporunda “bebeğin çıplak ve canlı olarak hastane dışında bulunmuş olması, annenin ifadesine göre doğum ile bebeğin bulunması arasındaki geçen zamanda dikkate alındığında bebeğin ölümünde sanığın eyleminin etkisi olduğunun” belirtildiği anlaşılmakla,
- Sanığın eylemi yeni doğan çocuğunu kasten öldürme niteliğinde olduğundan, TCK.nın 82/1-d-e, 62, 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde olası kastla çocuğunu öldürme suçundan hüküm kurulması, ( 1.CD. 2011/5204 E. – 2012/3436 K.)
5. Ceza Yaptırımı
Bu nitelikli halde öngörülen ceza:
- Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır.
Bu ceza, şartla tahliye ve infaz rejimi bakımından oldukça ağırdır.
6. Şüpheli/Sanık Açısından Hukuki Durum
Suçun şüphelisi veya sanığı açısından süreç son derece ağırdır. Bu nedenle:
- Savunma hakkının etkin kullanılması gerekir.
- Susma hakkı kullanılabilir.
- Sanığın, aleyhine olan delillere karşı etkili şekilde savunma yapabilmesi için uzman bir ceza avukatından hukuki yardım alması zorunluluk niteliğindedir.
- Özellikle aile içi ilişkilerin varlığı, olayın arka planı, tahrik unsurları ve kastın yoğunluğu gibi hususlar avukatın hukuki argümanları açısından belirleyici olabilir.
7. Mağdur/Müşteki ve Suçtan Zarar Gören Açısından Hukuki Durum
Mağdur veya mağdurun yakınları açısından:
- Dava katılma talebinde bulunulabilir.
- Maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı mevcuttur.
- Aile içi şiddet ve cinayet vakalarında koruma tedbirleri talep edilebilir.
- Hakların etkin kullanılabilmesi için mağdurların da alanında uzman bir ceza avukatından hukuki destek almaları gerekir.
8. Uluslararası Hukuk Perspektifi
Aile içi cinayetler, yalnızca ulusal hukukta değil; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında da “yaşam hakkı” ihlali olarak kabul edilmektedir. Devletlerin, aile içi şiddet ve cinayetleri önleme yükümlülüğü bulunmaktadır.
9. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
❓ Eşe karşı işlenen kasten öldürme ile boşandığı eşe karşı işlenen öldürme arasında fark var mı?
➡ Hayır. Her ikisi de TCK m.82/1-d kapsamında nitelikli hal sayılır ve ceza ağırlaştırılmış müebbet hapistir.
❓ Dini nikâhlı eş de bu kapsamda mı?
➡ Hayır. Yalnızca resmi nikâhlı eş bu kapsamda değerlendirilir.
❓ Kardeş kavramına üvey kardeşler girer mi?
➡ Evet. Anne veya baba bir kardeşler de kapsamdadır.
❓ Sanık hangi haklara sahiptir?
➡ Susma hakkı, müdafi yardımından yararlanma ve adil yargılanma hakkı vardır.
❓ Mağdur yakınları ne yapmalıdır?
➡ Davaya katılabilir, tazminat talep edebilir ve güvenlik tedbirlerinden yararlanabilir.
Sonuç
TCK m.82/1-d kapsamında üstsoy, altsoy, eş, boşandığı eş veya kardeşe karşı kasten öldürme suçu, hem aile bağlarına hem de toplumsal düzenin temel yapı taşına yönelen ağır bir ihlaldir. Bu nedenle yaptırımı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır.
Hem şüpheli/sanıkların hem de mağdur/müştekilerin, haklarını en etkin şekilde koruyabilmeleri için mutlaka alanında uzman bir ceza avukatından profesyonel hukuki yardım almaları gerekmektedir.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.