
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunda Temel Cezanın Tespiti: TCK m.61 Kapsamında Bir İnceleme
Giriş
Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında uyuşturucu madde ticareti suçu, toplumsal barış ve kamu sağlığı açısından en ciddi tehditlerden biri olarak düzenlenmiştir. 5237 sayılı TCK’nın 188. maddesinde uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu, ağır yaptırımlarla karşı karşıya bırakılmıştır. Ancak ceza yargılamasında temel cezanın belirlenmesi, yalnızca kanunda öngörülen alt ve üst sınırlar arasında yapılacak basit bir seçim olmayıp, TCK m.61/1’de belirtilen kriterler çerçevesinde hâkimin gerekçeli takdirine dayalıdır.
Bu makalede, uyuşturucu madde ticareti suçunda temel cezanın tayini, bireyselleştirme ilkesi, Yargıtay içtihatları ışığında değerlendirilmekte; ayrıca şüpheli/sanık, mağdur/müşteki açısından izlenmesi gereken hukuki yollar ele alınmaktadır.
TCK m.61/1 ve Temel Cezanın Belirlenmesi İlkeleri
TCK m.61/1’e göre hâkim, temel cezayı belirlerken aşağıdaki ölçütleri dikkate almak zorundadır:
- Suçun işleniş biçimi,
- Kullanılan araçlar,
- Zaman ve yer,
- Suç konusunun önem ve değeri,
- Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı,
- Failin kusurunun yoğunluğu,
- Failin güttüğü amaç ve saik.
Bu düzenleme, Anayasa’nın 38. maddesinde güvence altına alınan orantılılık ilkesi ile de doğrudan bağlantılıdır. Ayrıca TCK m.3/1’de öngörülen “işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza verilmesi” hükmü, hâkimin takdir yetkisinin sınırlarını çizer.
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunda Temel Cezanın Tespiti
1. Hapis Cezası Yönünden Değerlendirme
Uyuşturucu madde ticareti suçunda temel ceza, TCK m.188/3 uyarınca 10 yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezasıdır. Uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz. Hâkim, suçun işleniş biçimini, failin rolünü, uyuşturucu miktarını ve suçun toplumsal etkilerini dikkate alarak alt ve üst sınır arasında bir temel ceza belirler. TCK m.188/4 gereğince uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, bazmorfin, sentetik kannabinoid ve türevleri, sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri veya amfetamin ve türevleri olması, fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
2. Adli Para Cezası Yönünden Değerlendirme
Kanun koyucu, uyuşturucu ticareti suçunda ayrıca 20.000 güne kadar adli para cezası öngörmüştür. Burada hâkim, hapis cezasını alt sınırdan verse dahi, adli para cezasını üst sınırdan tayin edebilir. Ancak bu durumda, gerekçelerin dosya içeriğiyle uyumlu ve yasal dayanağa sahip olması gerekir.
Örneğin, “bu tip suçlara taviz verilmemesi gerektiği” gibi soyut ve genel gerekçeler yasal sayılmamaktadır. Çünkü cezaların bireyselleştirilmesi, somut olay verileriyle bağlantılı olmayı zorunlu kılar.
Yargıtay’ın Yaklaşımı
Yargıtay kararlarında, mahkemelerin teşdit gerekçelerinin:
- Dosya içeriğiyle uyumlu olması,
- Yasal ölçütlere dayanması,
- Genellemelerden uzak olması,
gerektiği vurgulanmaktadır. Örneğin, “uyuşturucu satıcılarının okul önlerini mesken tutmaları” gibi bir gerekçe, somut olayda böyle bir tespit bulunmadıkça hukuken geçerli değildir.
5237 sayılı Yasanın 61. maddesinin 1. fıkrasında; Hâkim’in somut olayda;
“a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
d) Suçun konusunun önem ve değerini,
e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki,”
Göz önünde bulundurarak, temel cezayı belirleyeceği hükmüne yer verilmiş, aynı Yasanın 3. maddesin 1. fıkrasında ise; “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine” hükmolunacağı belirtilmiştir.
Yasa koyucu, bu şekilde cezaların kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime, olayın özelliği, failin kişiliği ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevi yüklemiştir. Hâkimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçe, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saiki ile ilgili dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır.
5237 sayılı Yasanın 188/3. fıkrası kapsamında bulunup “beş yıldan onbeş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezasını” gerektiren eylemde, Yerel Mahkemece suçun işlenme şekli, uyuşturucu maddenin miktarı, sanıkların konumları, suçun işleniş biçimi ve suçun işlenildiği yerin küçük bir ilçe olması, uyuşturucunun devamını temin edebileceklerine dair alıcı-satıcı teması sırasındaki beyanları, suçun önemi ve bu tip suçlara taviz verilmemesi gerektiği gerekçeleriyle, hapis cezası alt sınırdan tayin edilmiş olmasına karşın, alt sınırı beş gün olan adli para cezası alt sınırın ikiyüz kırk kat üzerinde 1200 gün olarak tespit edilmiştir, yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, bunun gerekçelerinin gösterilmesi dayanılan gerekçelerin de yasal ve dosya içeriğiyle örtüşmesi gerekmektedir.
Örnek olayda;
Yerel Mahkeme gerekçesi bu açıdan değerlendirildiğinde, bir kısım gerekçelerinin yasal olmadığı ve dayanılan teşdit gerekçelerinin dosya içeriğiyle de bağdaşmadığı anlaşılmaktadır.
Şöyle ki, uyuşturucunun miktarı, suçun işleniş biçimi ve işlendiği yer biçimindeki teşdit gerekçesi ele geçen tüm uyuşturucu miktarının 1154 gramdan ibaret bulunması, suçun işlendiği yerin Sivas-Kayseri karayolundaki bir petrol istasyonu olması, kendilerinin de şehir merkezinde oturuyor olmaları gerçeği karşısında, dosya içeriğiyle bağdaşmamaktadır. Diğer yönden bu tip suçlara taviz verilmemesi yönündeki gerekçe, yasal olmadığı gibi, uyuşturucu satıcılarının okul önlerini mesken tuttuklarına ilişkin genel gerekçe de, somut olayda böyle bir saptamanın bulunmaması karşısında cezaların bireyselleştirilmesi ilkesine de aykırıdır.
Şüpheli/Sanık Açısından İzlenecek Yollar
- Temel cezanın belirlenmesinde hâkimin gerekçesiz veya dosya ile uyumsuz şekilde teşdit uyguladığı durumlarda istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilir.
- Sanık ve müdafii, yargılama sürecinde suçun işlendiği yer, uyuşturucu miktarı, failin rolü gibi kriterlerin lehe değerlendirilmesini talep etmelidir.
- Profesyonel bir ceza avukatı aracılığıyla, usule aykırı gerekçelere karşı itiraz yapılması büyük önem taşır.
Sonuç
Uyuşturucu madde ticareti suçunda temel cezanın tayini, yalnızca kanundaki sınırlar arasında rakamsal bir tercih değil; TCK m.61/1’de sayılan kriterler ışığında gerekçeli, dosya ile uyumlu ve orantılı bir değerlendirme yapılmasını zorunlu kılar. Hâkimler, soyut ve genelleyici gerekçelerle teşdit yapmamalı; her somut olayın özelliklerini dikkate almalıdır.
Sürecin hukuka uygun yürütülmesi için alanında uzman bir ceza avukatından profesyonel destek alınması kritik önem arz etmektedir.
Sıkça Sorulan Sorular
1. Temel ceza belirlenirken hâkim mutlaka alt sınırdan mı başlar?
Hayır. Hâkim, suçun işleniş biçimi ve failin rolü gibi kriterleri dikkate alarak, alt ve üst sınır arasında gerekçeli bir tercih yapar.
2. Hapis cezası alt sınırdan verilirse adli para cezası da alt sınırdan mı verilmelidir?
Hayır. Böyle bir zorunluluk yoktur. Ancak üst sınırdan adli para cezası verilecekse bunun yasal ve dosya içeriğiyle uyumlu gerekçelerle açıklanması gerekir.
3. Hâkim “bu tip suçlara taviz verilmemesi gerekir” diyerek ceza artırabilir mi?
Hayır. Bu tür soyut ve genel gerekçeler hukuka aykırıdır. Somut olay verileriyle bağlantılı gerekçeler kullanılmalıdır.
4. Sanık temel cezanın fazla verildiğini düşünüyorsa ne yapmalıdır?
Sanık veya müdafii, istinaf veya temyiz yoluna başvurarak gerekçelerin dosya içeriğiyle uyumsuz olduğunu ileri sürebilir.

UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.