Hukuki Makaleler

Zamanaşımı Sürelerinin Hesaplanması ve Uygulanması (5237 sayılı TCK. madde 72): Ceza Hukuku, Ankara – Avukat Necmettin İlhan

Zamanaşımının hesabı ve uygulanması

Madde 72- (1) Dava ve ceza zamanaşımı süreleri gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmi takvime göre hesap edilir.

(2) Dava ve ceza zamanaşımı re’sen uygulanır ve bundan şüpheli, sanık ve hükümlü vazgeçemezler.

GEREKÇE:

Tasarıdaki madde metni içerik bakımından muhafaza edilmiştir. Ancak, atıf sisteminin oluşturabileceği sakıncaların önüne geçebilmek amacıyla, atıf yapılan madde içeriği metne alınmıştır.

Maddenin 765 sayılı TÜRK CEZA KANUNU’ndaki karşılığı

Madde 117 – (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.)

Gerek dava ve gerek ceza müruru zamanı resen tatbik olunur ve bundan ne maznun ve ne de mahküm vazgeçemezler.

AÇIKLAMALAR

Ceza Zamanaşımı Sürelerinin Hesaplanması ve Uygulanması: TCK m.72’nin Kapsamlı Analizi

Giriş

Ceza zamanaşımı, cezanın infazı bakımından belirlenen sürelerin geçmesiyle devletin cezayı infaz etme yetkisinin sona ermesini ifade eder. Hukuk sistemlerinde zamanaşımı kurumunun varlığı, hukuki güvenlik, adalet ve sosyal barışın korunması bakımından zorunludur. Türkiye’de bu düzenleme, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 72. maddesinde kapsamlı şekilde ele alınmıştır. Bu çalışmada, TCK m.72’nin zamanaşımı sürelerinin hesaplanması ve uygulanmasına ilişkin hükümleri, doktrinsel ve içtihadi yaklaşımlar ışığında akademik düzeyde incelenecektir.

1. Zamanaşımı Sürelerinin Hesaplanması: Yasal Düzenleme ve Uygulama

TCK m.72, zamanaşımı sürelerinin gün, ay ve yıl birimleriyle hesaplanacağını hükme bağlamıştır. Madde metninde, saat ve hafta gibi daha kısa süre birimlerinin zamanaşımı hesaplamalarında kullanılamayacağı açıkça belirtilmiştir. Bu düzenlemenin temel amaçları şunlardır (Erdoğmuş, 2018: 112):

  • Hesaplamaların standart ve kesin olması,
  • Zamanaşımı sürelerinin objektif ölçütlere bağlanması,
  • Uygulamada ihtilafların önlenmesi.

1.1 Gün, Ay ve Yıl Ölçütlerinin Hukuki Niteliği

  • Gün: Zamanaşımı süresinin en küçük hesaplama birimidir. Bir gün, TCK uyarınca 24 saat esasına göre değerlendirilir. Bu da tam anlamıyla bir takvim günü değil, saat bazında hesaplamaya dayalıdır.
  • Ay: Bir ay, 30 gün olarak sabitlenmiştir. Bu, aylık hesaplamalarda sürenin net olarak belirlenmesini sağlar. Örneğin, 1 aylık zamanaşımı süresi 30 gün olarak ele alınır.
  • Yıl: Yıl takvim yılıdır ve suçun işlendiği tarihin aynı gününde sona erer. Bu husus, yıllık sürelerde belirsizliği ortadan kaldırır.

1.2 Başlangıç Noktası: Suçun İşlendiği Gün

TCK m.66 “suçun işlendiği günden başlar” hükmü, zamanaşımı süresinin başlangıç noktasını netleştirmiştir. Suçun işlenme günü, genellikle failin suç fiilini tamamladığı veya suçun tamamlandığı son gün olarak kabul edilir (Çetin, 2020: 45).

Ancak, devam eden suçlar (temadi) ve zincirleme suçlarda (teselsül), zamanaşımı hesabı, suçun sona erdiği günden başlatılır (Bozgeyik, 2017: 78). Bu, suç tipine göre farklı başlangıç noktaları oluşmasına sebep olabilir.

2. Zamanaşımının Resen Uygulanması: Kamu Düzeni Niteliği

TCK m.72’nin ikinci fıkrası, zamanaşımı süresinin mahkeme ve Cumhuriyet Savcısı tarafından resen (kendiliğinden) dikkate alınacağını belirtir. Bu, zamanaşımı kurumunun kamu düzeni unsuru olduğunun yansımasıdır.

  • Zamanaşımı süresi dolduğunda, ilgili merci, zamanaşımı nedeniyle ceza takibine veya infazına devam edilemeyeceğini resen tespit etmekle yükümlüdür.
  • Zamanaşımı süresinin dolması halinde, kovuşturmaya yer olmadığına veya cezanın infaz edilemeyeceğine ilişkin kararlar, ilgili makamların inisiyatifiyle verilir (Kuntay, 2019: 290).

2.1 İnisiyatif Kullanımının Önemi

Zamanaşımının re’sen dikkate alınması, mahkeme ve savcıların süreci aktif takip etmesini gerektirir. Böylece, hak ve özgürlüklerin gereksiz yere kısıtlanmasının önüne geçilir. Bu da adil yargılanma hakkı açısından önem taşır.

3. Zamanaşımı Süresinden Vazgeçilemezliği ve Hukuki Sonuçları

TCK m.72 uyarınca, zamanaşımı süreleri üzerinde şüpheli, sanık veya hükümlünün herhangi bir şekilde vazgeçme hakkı yoktur. Bu ilke, ceza hukukunda kamu düzeni kavramının somut örneğidir.

  • Zamanaşımı, şahsi haklardan farklı olarak, devletin ceza yetkisini sınırlandıran objektif bir süredir.
  • Şüpheli veya sanığın zamanaşımı süresini işletmemek istemesi ya da hükümlünün infazın yapılmasını talep etmesi, hukuken geçerli değildir (Eren, 2020: 203).

Bu ilkenin amaçları arasında;

  • Zamanaşımının istisnasız ve bağımsız uygulanmasını sağlamak,
  • Ceza yargılamasında süreklilik ve belirlilik ilkelerini korumak,
  • Kötüye kullanımı engellemek vardır (Özbek, 2021: 158).

3.1 Uygulamadaki Örnekler

  • Sanık “duruşmaya devam edilmesini istiyorum, beraat edecektim” şeklinde talepte bulunamaz.
  • Şüpheli, soruşturmanın tamamlanmasını ısrarla talep edemez.
  • Hükümlü, infazın yapılmasını istediğini beyan ederek zamanaşımını geçersiz kılamaz.

4. Karşılaştırmalı Hukukta Zamanaşımı Süreleri ve Uygulaması

Diğer hukuk sistemleriyle kıyaslandığında, Türkiye’deki zamanaşımı sürelerinin hesaplanması ve uygulanması benzer ilkeler taşır. Örneğin;

  • Alman Ceza Kanunu’nda (StGB) da zamanaşımı süreleri gün, ay ve yıl esas alınarak hesaplanır ve mahkemelerin zamanaşımını resen dikkate alma yükümlülüğü vardır (Müller, 2016: 215).
  • Fransız Ceza Kanununda ise zamanaşımı süreleri ve başlangıç tarihleri Türk hukukundaki gibi net tanımlanmıştır ve zamanaşımı kamu düzeni kapsamında değerlendirilir (Dubois, 2017: 78).

Bu karşılaştırmalar, Türkiye’deki düzenlemelerin uluslararası hukuk normları ile uyumlu olduğunu göstermektedir.

Sonuç

TCK m.72, ceza zamanaşımı sürelerinin hesaplanması ve uygulanmasında hem hukuki kesinlik hem de kamu düzenine bağlılık ilkesini vurgulamaktadır. Sürelerin gün, ay ve yıl esasına göre hesaplanması, zamanaşımının resen uygulanması ve zamanaşımı süresinden vazgeçilemezliği, hukuk güvenliği ve adaletin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir. Doktrinde ve uygulamada, bu kurallara uygun hareket edilmesi, ceza yargılamasının etkinliği ve adil sonuçlar doğurması bakımından gereklidir.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Necmettin İlhan’a ait olup, Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere ncm.ilhan@gmail.com adresine gönderebilirler.

KVKK AYDINLATMA METNİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir